23 Temmuz 1939 yılında Hatay, düzenlenen referandum sonrası ana vatana katılarak Türkiye Cumhuriyeti’nin 67. İli oldu.
.
Atatürk’ün hastalığı zamanlarında bile yoğun çaba ve ilgi gösterdiği Hatay, tarih boyunca jeopolitik ve jeostratejik konumu nedeniyle birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştı.
Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinden sonra Osmanlı hâkimiyetine giren Hatay (İskenderun Sancağı) Mondros Mütarekesi sonrasında önce İngilizler ardından Fransızlar tarafından işgal edildi. Nüfusunun çoğunluğu Türklerden oluşan Hatay, sahip olduğu İskenderun Limanı nedeniyle gerek ekonomik gerekse askerî açıdan Türkiye için önemli bir bölge olmuştu.
.
Sakarya Savaşı’nın ardından 20 Ekim 1921’de Fransa’yla imzalanan Ankara Antlaşması ile bölge, Suriye ile birlikte Fransız manda yönetimi altına girdi.
Bundan 15 sene sonra 1936 yılında Fransa, mandası altında olan Suriye ve Lübnan’dan askerlerini çekerek bağımsızlıklarını tanıması ile Türkiye aynı egemenliğin Hatay için de tanınmasını talep etti.
Atatürk, 1936 yılında yaptığı Meclis açılış konuşmasında, “Bundan böyle Fransızlarla aramızda senelerdir sürüp giden davanın neticelenmesinin zamanı gelmiştir” diyerek Hatay meselesinin önemini bir kez daha vurgulamıştı.
.
Atatürk, Antakya-İskenderun ve Havalisi Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti başkanı Tayfur Sökmen’e: “Sökmen, bugünden itibaren davaya resmen el kondu. Antakya-İskenderun ve havalisinin adı bundan böyle Hatay’dır. Cemiyetinizin adını ‘Hatay Egemenlik Cemiyeti’ olarak değiştirin ve faaliyetinizi bu isim altında yürütün.’ diyerek talimat vermiştir.
.
Hatay halkı, bağımsızlık ve Türkiye'ye katılma arzusunu hiçbir zaman kaybetmedi ve Atatürk’ün de kararlı tutumunun bir neticesi olarak “Hatay Sorunu” Milletler Cemiyeti’ne taşındı. Türkiye’nin stratejisi iki aşamadan oluşuyordu.
1. Hatay’ın önce Suriye’den ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesi
2. Bağımsız Hatay Devletinin ana vatana katılması
Milletler Cemiyeti 27 Ocak 1937’de Hatay’ın özerk bir devlet olmasına karar verdi. 1938 yılında Hatay Millet Meclisi seçimleri gerçekleşti ve devamında ilk Meclis toplantısının ardından bağımsız Hatay Cumhuriyeti kuruldu.
.
23 Haziran 1939 yılında Fransa ile Türkiye arasında, "Türkiye ile Suriye Arasında Toprak Sorunlarının Kesinlikle Çözümüne İlişkin Antlaşma” imzalandı.
Sadece 6 gün sonra Hatay Meclisi 29 Haziran 1939 olağanüstü toplantıya çağrıldı. Mecliste “Türk camiasının ayrılmaz bir parçası olan Hatay’ın ana vatana kavuştuğunu bir kararla tespitini” isteyen 39 imzalı önerge üzerinde konuşmalar yapıldı.
Önerge ve Abdülgani Türkmen’in “Hatay Millet Meclisinin varlığına son verilmesine” ilişkin teklifi oy birliği ve alkışlarla kabul edildi.
.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hatay benim şahsi meselem” dediği ve binlerce yıl boyunca nice medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Hatay, Meclisinin kendi arzu ve iradesiyle Türkiye’ye katılma kararı almıştı.
Nihayetinde 7 Temmuz 1939 yılında TBMM’de kabul edilen yasa ile Hatay’ın Türkiye’nin bir ili olduğu kabul edildi ve 23 Temmuz 1939 tarihinde Fransızların da Hatay’dan ayrılması ile Hatay Türkiye Cumhuriyeti’nin 67. İli oldu.
.
Atatürk, son yıllarında giderek ağırlaşan hastalığına rağmen Hatay uğruna çalışmaktan ve mücadele etmekten vazgeçmemiş ve onun bu fedakârlık ve kararlılığı Hatay’ın Türkiye’ye katılması ile sonuçlanmıştı. Atatürk’ün hayali gerçek olmuştu ancak Hatay’ın bağımsızlığına şahit olmasına rağmen ana vatana katılmasını görmeye ömrü yetmemişti.
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”