Tek çocuk politikası, Çin’in hızla artan nüfusunu kontrol altına almak için 1979 ve 2015 yılları arasında uygulanmış bir devlet uygulamasıdır. Adından da anlaşılabileceği gibi aileler sadece tek bir çocuk sahibi olabiliyorlardı. 80’lerde politika, kırsalda yaşayan aileler için eğer ilk çocukları kızsa ikinci çocuk hakkı olacak şekilde güncellendi. 2015’te bütün ailelere ikinci çocuk hakkı, 2021’de ise üç çocuk hakkı verildi.
Politikanın uygulanma süreci her seviyede oldukça sertti. Nüfusun büyük kesminin kırsal bölgelerde yaşamasından dolayı aileler erkek çocuk sahibi olmak istiyorlardı. Bundan dolayı kız bebeklerde terk edilme, kürtaja başvurma ve hatta bebek ölümleri çok yaygındı. Geleneksel olarak kız çocukları, evlendikleri zaman eşlerinin evine giderler ve onların ailesine bakarlar. Bu yüzden aileler yaşlandıklarında onlara bakacak erkek çocuk sahibi olmak için bu tür yöntemlere başvurmak zorunda kaldı.
Kürtaj ve bebek ölümleri yükseldiği için Devlet politikalarıyla cinsiyet belirlemek amaçlı ultrason yasaklandı ve doktorların ebeveynlere cinsiyet bilgisi vermesi yasaklandı. Bu uygulamadan sonra cinsiyet öğrenmek için doktorlara rüşvet verilemeye başlandı ve yakalandıklarında ağır cezalara çarptırıldılar. Kırsal bölgelerde aileler doğan kız çocuklarını başka ailelerin altında kaydettirdiler, ya da kaçak şekilde başka köylere gönderdiler.
Politikanın “başarılı” noktalarıan bakacak olursak 2020’lerin başında Çin, 1,6 ile dünyanın en düşük doğum oranına sahipti. Cinsiyetler arasında büyük bir dengesizlik bulunmakta zira ülke çapında %4 daha fazla erkek var. Dengesizlikten ve düşen doğum oranlarından dolayı yaşlı nüfusun %12’den %26’ya çıkması bekleniyor. Politikanın 400 milyon doğumu engellediği tahmin ediliyor.
Çin, tek çocuk politikasını resmi olarak sonlandırsa da mirasının etkisi devam ediyor. Politikayı çiğneyen kadınların zorla kürtaj veya kısırlaştırılması, yeni jenerasyonun genç kadınları üzerinde de gölgesini hissettirmekte. Yeni jenerasyon evlenmek istemiyor, evlense bile çocuk yapmak istemiyor. Özellikle 80 ve 90’lar kuşaklarında doğan ve politika yüzünden kaçak hayatları yaşayan çocuklar, politikanın yaşattığı korku yüzünden çocuk sahibi olmayı düşünmüyor.
Çin bu mirasın kalıntılarını temizlemek için bir dizi uygulama hayata geçirdi. Düşen nüfus ve doğum oranlarını arttırmak için ailelere ev ve para yardımı yapılıyor, hamile annelere esnek çalışma saatleri sunuluyor, ebeveynlere ve yenidoğanlara sağlık ve çocuk desteği veriliyor, eğitim sürecinde çocuklara ve ailelere hem dersler konusunda hem de ücretler konusunda yardımcı olunuyor. Yine de politikanın bıraktığı miras, genç nüfusu etkilemeye devam ediyor.