içeriğe geç

Avrupa Gerçekten “Çeşitlilik İçinde Birlik” mi?

European Commission Creative Commons

27 ülkeyi ve 24 farklı dili barındıran Avrupa Birliği sloganlarının söylediğinin aksine “Çeşitlilik içinde Birlik” mi? Her üye ülkenin vatandaşı kendini “Avrupalı” olarak görüyor mu?

 

“Avrupalı” olmak

Özellike Avrupalı liderlerin ve Avrupa Birliği kurumların hem söylemlerinde hem yayınlarında “Avrupalı” olmayı öne koymalarına rağmen AB vatandaşlarının oldukça az bir oranı kendilerini Avrupa vatandaşı olarak tanımlıyorlar. Eurobaremeter’ın yaptığı araştırmaya göre vatandaşların %73’ü kendilerini vatandaşı oldukları ülkelerin milliyetiyle tanımlarken sadece %56’lık bir kısım kendi milli kimliklerinin yanına Avrupa ibaresini koyuyor.

 

Bu değişikliğin ikisi sebebi olabilir: vatandaşların kendi doğup büyüdükleri ülkere daha yakın hissetmeleri ve Avrupa Şüpheciliği. İlk olgu ele alındığında özellikle daha yaşlı kişilerin kendi milliyetlerini daha öne çıkardıkları görülmüş ve bunun sebebinin AB kurumlarının ve son dönemlerde daha çok ortaya çıkarılan “Avrupalı” kimliğini benimsemekte zorlandıkları olabileceği öne sürülmüştür.

 

Avrupa Şüpheciliği nedir?

Avrupa Şüpheciliği sadece vatandaşların bakış açısı olmaktan çıkmış ve Avrupa Parlamentosunda bu görüşü savunan partilerin olduğu bir görüş haline gelmiştir. Avrupa Şüpheciliğini kısaca kişilerin Avrupa Birliği’nin değerlerini benimsemekten çekinmesidir ve özellikle 2009 Avrupa Borç Krizinin patlak vermesiyle önem kazanmıştır. Daha önceden bu görüşü savunan partiler sadece %5 oy alabilirken kriz sonrası %15’lere varan öneml oy oranlarına ulaşmışlardır.

 

Kriz sonrası yükselmenin en büyük sebepleri arasında AB kurumlarının krizi yönetememesi, Üye Devletlerin krizin başlangıç safhalarını saklaması ve öne çıkarılan ekonomik değerlerin başarısızlığa uğraması gösterilebilir. Peki Avrupa Şüpheciliği, Birlik için bir tehdit midir?

 

Avrupa Şüpheciliği’nin Doğruabileceği Sorunlar

Avrupa Birliği kurumları arasında güç dengesi için belirli mekanizmalar vardır ve bunlardan en göze çarpanlarından biri de Avrupa Birliği Parlamentosunun, Komisyon ile paylaştığı “Ortak Karar Alma” özelliğidir. Komisyon bir tüzük veya direktif geçirmek istediğin AB Konseyinin ve Parlamentonun onayını almalıdır. Avrupa Şüpheciliğinin artışı ile bu görüşü savunan partiler Parlamentoda çoğunluğu aldığı takdirde bazı yasaları veto edebilir ve karar alma sürecini sekteye uğratabilir.

 

Avrupa Şüpheciliğinin bir başka etkisi de Üye Devletlerin Birliği terketme olasılığını artırması. Örneğin Birleşik Krallığın 2016’da yaptığı AB’den ayrılma referandumu “Brexit” sürecinde yapılan anketlere göre vatandaşların %65’i AB hakkında çekimserken, %30’u ayrılığı destekliyordu. Benzer bir durum ileride İtalya gibi AB genişlemesine %51 oranında karşı olan ülkelerde görülebilir.

 

Yorumlar

En sonuncu